kuvve ~ قوه
Lehce-i Osmani - kuvve ~ قوه maddesi. Sayfa: 1284 - Sira: 21
Lehce-i Osmani; kuvve maddesi. osmanlıcada kuvve ne demek, kuvve anlamı manası, kuvve osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kuvve hakkında bilgi. Arapça kuvve ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kuvve anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - قوه kuvve ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kuvve ~ قوه güncel sözlüklerde anlamı:
KUVVE ::: Kuvvet. Güç. * Salâhiyyet. İktidar. * Fikir. Niyet. * Hasse. His. Duygu. Meleke. * Kabiliyyet. (Za'fiyyetin zıddı)
kuvve ::: (a. i.) : 1) kuvvet, güç. 2) niyet, fikir. 3) salâhiyet (yetki). 4) keyfiyet, vasıf.5) his. 6) kabiliyet. 7) fels. fr. faculte.
kuvve-i adliyye ::: huk. hukuk ve ceza kanunlarını, vak'a ve hâdiselere tatbik eden kuvvet.
kuvve-i an-il merkeziyye ::: fiz. merkezkaç kuvvet, bir merkez çevresinde hareket eden bir cismi, o merkezden uzaklaştıran kuvvet, fr. force centri-fig.
kuwe-i askeriyye ::: askerî kuvvet, bir yere çıkartma yapabilecek, kullanılabilecek asker kuvveti.
kuvve-i azm ::: azim kuvveti.
kuvve-i bahriyye ::: ask. deniz harp kuvveti.
kuvve-i bâsıra ::: hek. görme kuvveti, gözdeki görücülük kuvveti.
kuvve-i cazibe ::: fiz. [Arz'ın] cezbetme, çekme kuvveti, fr. pesanteur.
kuvve-i dâfia ::: defetme, savma kuvveti.
kuvve-i galibe ::: ("ga" uzun okunur) : üstün, ezici kuvvet.
kuvve-i hafıza ::: hafıza kuvveti, hıfzetme, unutmama kuvveti.
kuvve-i icrâiyye ::: huk. devlet idaresiyle ilgili, umûmî icrâât ile zabıta kanun ve nizamlarının ve mahkemelerden çıkan hüküm ve i'lâmların yerine getirilmesiyle mükellef bulunan kuvvet.
kuvve-i ihtilâlv ::: ihtilâl kuvveti.
kuvve-i ile-l- merkeziyye ::: fiz. merkezcil kuvvet, muhitten merkeze doğru yönelen kuvvet, fr. foree centripete. [kuvve-i an-il merkeziyye'nin zıddı]
kuvve-i istinâd ::: dayanma kuvveti.
kuvve-i kudsiyye ::: Allah sırlarının kendisinde gözüktüğü peygamberlerin, ermişlerin kuvveti.
kuvve-i lâmise. ::: hek. bir nesnenin yumuşaklığını, katılığını hisseden kuvvet.
kuvve-i mâliyye ::: mal ve servetçe olan iktidar.
kuvve-i mekniyye ::: f'ra. gizli güç, potansiyel.
kuvve-i muhassala ::: fiz. kuvvetlerin bileşkesi, birçok kuvvetlerin yerine geçen kuvvet.
kuvve-i mutasarrıfa ::: zihinde hayâlin sakladığı şeyleri istenildiği şekilde düzenleme ve harcama kuvveti.
kuvve-i müdrike ::: beş duyu ile duyulan şeyleri zihinde de duyma kuvveti.
kuvve-i mümeyyize ::: içte hissedilen şeyleri birbirinden ayırma kuvveti.
kuvve-i mütehayyile ::: duyulmuş bir şeyi tekrar canlandırma kuvveti.
kuvve-i nâmiyye ::: nemâlandırıcı kuvvet.
kuvve-i sâmia ::: işiticilik kuvveti.
kuvve-i şâmme ::: koku alma kuvveti.
kuvve-i şeheviyye ::: fels. fr. concupiscence.
kuvve-i şehvâniyye ::: istek, yeme içme arzusu.
kuvve-i tesrîiyye ::: huk. kanun yapma salâhiyeti, yetkisi, yasama gücü.
kuvve-i umûmiyye ::: umûmî kuvvet, [en çok] asker ve silâh kuvveti.
kuvve-i vahime ::: zihinde hazır olan şeyleri tertip ve sarf etme kuvveti.
kuvve-i zahriyye ::: arka veren kuvvet, yardımcı, imdatçı.
kuvve-i zâika ::: lıek. tadıcılık kuvveti.
kuvve ::: kuvvet, düşünce, duygu, yetenek.
Kuvve :::
- Düşünce, niyet.
- Bir devletin silahlı kuvvetlerinin durumu veya gücü.
- Yeti.
kuvve ::: güç , kuvvet , duygu , his , fikir , niyet
kuvve ::: güç
kuvve ::: kuvvet
kuvve ::: düşünce, niyet
KUVVE :::