Çağdaş Sözlük

nar ~ نار

Lehce-i Osmani - nar ~ نار maddesi. Sayfa: 787 - Sira: 6

Lehce-i Osmani; nar maddesi. osmanlıcada nar ne demek, nar anlamı manası, nar osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte nar hakkında bilgi. Arapça nar ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada nar anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - نار nar ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

nar ~ نار güncel sözlüklerde anlamı:

NAR ::: (C.: Niran, envar, niyere, niyâr) Ateş. Cehennem. * Bir meyve adı. * Mc: Allahın gadabı. * Yakıcı, azab verici her şey. Şer. Dalâlet. Sefâhet.

"); nâr ::: (f. i.) : bot. nar.

nâr ::: (a. i.) : 1) ateş, od. 2) cehennem. Etıl-i nâr : cehennemlik olan. El-intizârü eşddü min-en-nâr : bekleme, ateşten daha şiddetlidir. İhrâk-bi-n-nâr : ateşle yakma. 3) yakıcı şey [ateş gibi] . Küre-î nâr : jeol. ateş küre.

nâr-ı beyzâ ::: kim. akkor.

nâr ::: ateş, cehennem.

NaR ::: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:

Medîne-i münevverede pahalılık oldu. Yâ Resûlallah fiyatlar yükseliyor. Bize si'r yâni kâr haddi koyunuz denildi. Resûlullah efendimiz; "Narh koyan Allahü teâlâdır. Rızkı genişleten, daraltan, gönderen yalnız O'dur. Ben Allahü teâlâdan bereket isterim" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-İbn-i Âbidîn)

Esnafın hepsi fiyatları, fâhiş olarak yâni mal oluş fiyatının iki misline arttırdığı, millete zarar ve zulüm hâline geldiği zaman, hükûmetin, tüccarlara danışarak uygun bir narh koyması câiz (uygun) olur. (İbn-i Nüceym)

Nar :::


  1. Ateş.

  2. Nargillerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri büyük, koyu kırmızı renkte, küçük bir ağaç (Punica granatum).

  3. Bu ağacın kırmızımtırak sarı sert bir kabukla örtülü, içinde çok sayıda kırmızımtırak, sulu taneler bulunduran yuvarlak yemişi.

  4. Nargiller (Punicaceae) familyasından, meyvesi için kültürü yapılan, yan ağaçsı, kırmızı çiçekli bir bitki.T. : rummân

nâr ::: ateş , cehennem

nâr ::: ‬ateş

nâr ::: ‬nar

nâr ::: ateş

NAR :::

(C.: Niran, envar, niyere, niyâr) Ateş. Cehennem. * Bir meyve adı. * Mc: Allahın gadabı. * Yakıcı, azab verici her şey. Şer. Dalâlet. Sefâhet