Çağdaş Sözlük

nigar ~ نگار

Lehce-i Osmani - nigar ~ نگار maddesi. Sayfa: 1428 - Sira: 22

Lehce-i Osmani; nigar maddesi. osmanlıcada nigar ne demek, nigar anlamı manası, nigar osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte nigar hakkında bilgi. Arapça nigar ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada nigar anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - نگار nigar ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

nigar ~ نگار güncel sözlüklerde anlamı:

NiGaR ::: f. Güzel yüzlü sevgili. * Nakış. Resim. * Nakşeden. * Put, sânem. * Resmi yapılmış, resmedilmiş.

nigâr ::: (f. i.) : 1) resim. 2) (resim gibi güzel) sevgili. 3) s. resmedilmiş, resmi yapılmış. Hâtır-nigâr : hatırda resmolunmuş gibi yerleşen. 4) put. (bkz. : sanem). 5) müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamıdır (muradnâme). Bir zamanlar unutulmuş olduğu III. Selîm'in sûz-i dil-ârâ ismiyle aynı terkipte fakat başka adla bir makam yapmasından anlaşılmıştır. 6) kadın adı.

nigâr-ı nîk ::: müz. Türk müziğinin en az altı asırlık bir mürekkep makamı olup zamanımıza kalmış numunesi yoktur.

nigâr-ı nîk-acem ::: müz. en az iki üç asırlık bir mürekkep makam olup zamanımıza kalmış nümûnesi yoktur.

niğâr ::: (f. h. i.) : meşhur kadın şâir-lerimizdendir. Osman Paşa'nın kızıdır. Avrupa edebiyatını iyice tetkik etmiş ve Tanzimat'tan sonra yetişen büyük şahsiyetlerin bilhassa Abdülhak Hâmid ye Recâizâde Ekrem'in te'sîri altında kalmıştır. İmzasını dâima (Nigâr bint-i Osman) diye atardı. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adında eserleri vardır, (d. : 1856 - ö. : 1918).

nigâr ::: resim, sevgili.

nigâr ::: resim , sevgili

nigâr ::: ‬sevgili

nigâr ::: resim

niğâr ::: (f. h. i.) meşhur kadın şâir-lerimizdendir. Osman Paşa'nın kızıdır. Avrupa edebiyatını iyice tetkik etmiş ve Tanzimat'tan sonra yetişen büyük şahsiyetlerin bilhassa Abdülhak Hâmid ye Recâizâde Ekrem'in te'sîri altında kalmıştır. İmzasını dâima (Nigâr bint-i Osman) diye atardı. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adında eserleri vardır, (d. : 1856 - ö. : 1918).

NİGÂR :::

f. Güzel yüzlü sevgili. * Nakış. Resim. * Nakşeden. * Put, sânem. * Resmi yapılmış, resmedilmi