Çağdaş Sözlük

nizam ~ نظام

Lehce-i Osmani - nizam ~ نظام maddesi. Sayfa: 1428 - Sira: 7

Lehce-i Osmani; nizam maddesi. osmanlıcada nizam ne demek, nizam anlamı manası, nizam osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte nizam hakkında bilgi. Arapça nizam ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada nizam anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - نظام nizam ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

nizam ~ نظام güncel sözlüklerde anlamı:

NiZAM ::: Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet.

nezzâm ::: (a. s. nizâm'dan) : nizam veren, tertipliyen, düzenliyen.

nizâm ::: (a. i. c. : nizâmât) : 1) dizi, sıra. 2) "düzen, usul, tertip yol; kaide. 3) zamânın îcablarına göre konulan- esaslar. 4) Hindistan'da müstakil küçük devletler hâlindeki ülkelerin hükümdarlığı.

nizâm-ı cedîd ::: "yeni kanun, yeni sistem asker" : III. Selim zamanında kurulmuş olan yeni askerlik.

nizâm-üd-dîn ::: 1) dînin nizâmı, düzeni; 2) dilimizde : "nîzâmettin" şeklinde erkek adı olarak kullanılır.

nizam ::: düzen, düzenlilik.

NiZaM ::: İnsan, etrâfını meselâ yerleri, gökleri ve yıldızların boşlukta döndüklerini, asırlar boyunca, çarpışmadıklarını, yeryüzünde, sıcaklık, basınç, hava, su miktârlarının; yapılarının, hareketlerinin tam, hayata uygun olarak ayarlanmış olduğunu, insanların hayvanların, nebâtların (bitkilerin), cansız maddelerin, atomların, hücrelerin kısaca lise ve üniversitelerde okunan, tedkîk edilen, incelenen sayısız varlıkların yapılarındaki ve hareketlerindeki nizâmı görerek bunları yapan, yaratan, kudretli, bilgili bir sâhibin bulunduğunu, ister istemez kabûl etmek, O'na inanmak zorunda kalır. Aklı olan kimse, kâinattaki bu azameti (büyüklüğü), nizâmı görerek hemen Allahü teâlânın varlığına inanır, müslüman olur. (M. Sıddîk Gümüş)

Nizam :::


  1. Düzen
    Örnek: Evin nizamında Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar. O. S. Orhon

  2. Kural
    Örnek: Şimdi, eski sıralar bozuldu, yeni sıralar, yeni nizamlar gelinceye kadar böyle olacak! M. Ş. Esendal

  3. düzen.

  4. 1. Usul, kaide. 2. Düzen, tertip, sıra. 3. Kanun

nizâm ::: düzen

nizām ::: düzen

nizâm ::: ‬düzen

nezzâm ::: (a. s. nizâm'dan) nizam veren, tertipliyen, düzenliyen.

nizâm ::: (a. i. c. : nizâmât) 1) dizi, sıra. 2)

nizam ::: çekidüzen, düzen, kural

NİZAM :::

Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış. * İcaba göre yapılan kanun. Bir kaideye binaen tertib olunmak ve ona binaen tertib olundukları kaide. * Bir işin sebat ve kıyamına medar, sebep olan şey ve hâlet