Çağdaş Sözlük

kayyum ~ قيوم

Lehce-i Osmani - kayyum ~ قيوم maddesi. Sayfa: 1279 - Sira: 5

Lehce-i Osmani; kayyum maddesi. osmanlıcada kayyum ne demek, kayyum anlamı manası, kayyum osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kayyum hakkında bilgi. Arapça kayyum ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kayyum anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - قيوم kayyum ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

kayyum ~ قيوم güncel sözlüklerde anlamı:

KAYYUM ::: Başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, dâim ve var olan Allah (C.C.). Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu Cenab-ı Hak.(... Sırr-ı kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki; bütün mevcudatı ademden çıkarıp, herbirisini bu nihayetsiz fezada $ sırrıyla durdurup, kıyam ve beka verip, umumunu böyle sırr-ı kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eğer bu nokta-i istinad olmazsa; hiçbir şey kendi başıyla durmaz. Hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe sukut edecek.Hem nasıl ki bütün mevcudat, vücudları ve kıyamları ve bekaları cihetinde Kayyum-u Zülcelâl'e dayanıyorlar; kıyamları onunladır... Öyle de, mevcudatın keyfiyat ve ahvalinde binler silsilelerin; (temsilde hata olmasın) telefon, telgraf silsilelerinin merkezi ve santral direği hükmünde olan sırr-ı kayyumiyette $ sırriyle, uçları bağlıdır. Eğer o nurani nokta-i istinada dayanmazlarsa, ehl-i akılca muhâl ve bâtıl olan binler devirler ve teselsüller lâzım gelecek; belki, mevcudat adedince bâtıl olan devirler ve teselsüller lâzım gelir. Meselâ: Bu şey (hıfz veya nur veya vücud veya rızık gibi) bir cihette buna dayanır; bu da ötekine; o da ona... gitgide herhalde nihayetsiz olamaz, bir nihayeti bulunacak.İşte bütün böyle silsilelerin müntehâları; elbette sırr-ı kayyumiyettir. Sırr-ı kayyumiyet anlaşıldıktan so a, o mevhum silsilelerde birbirine dayanmak rabıtası ve mânâsı kalmaz, kalkar; herşey doğrudan doğruya sırr-ı kayyumiyete bakar. L.)

KAYYUM ::: (Kıyâm. dan) Camilerde iş gören kimse. Cami hademesi.

kayyum ::: (a. i. kıyâm'dan.) : 1) cami hademesi, kayyum 2) mütevelli.

Kayyûm ::: (a. h. kıyâm'dan.) : (aslî sıfatlardan kıyam binefsihi sıfatı dolayısiyle) Allah, [baki ve kaim olan, ezelî manasınadır]

kayyum ::: toplayıp ihsan eden.

Kayyum ::: yarattıklarını varlık âleminde tutan Allah.

Kayyum :::


  1. Cami hademesi.

  2. Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse.

  3. Ezeli ve ebedi olan, değişmeyen.

kayyûm ::: varlığı kendinden olup , mahlukātı varlıkta tutan (allah) , herşeyi kendi varlığıyla ayakta tutan ve varlıklarını devam ettiren , yarattıklarını varlık aleminde tutan Allah

kayyum ::: toplayıp ihsan eden , başlangıç , nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim , daim ve var olan Allah (c , c , ) , bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu cenab-ı hak , (kıyam , dan) camilerde iş gören kimse , cami hademesi

Kayyum ::: Belirli bir işin görülmesi ya da bir malın veya malvarlığının yönetilmesi için sulh mahkemesince atanan kişidir.

kayyum ::: (a. i. kıyâm'dan.) 1) cami hademesi, kayyum 2) mütevelli.

Kayyûm ::: (a. h. kıyâm'dan.) (aslî sıfatlardan kıyam binefsihi sıfatı dolayısiyle) Allah, [baki ve kaim olan, ezelî manasınadır]

kayyum ::: vasi

kayyum :::

Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse

KAYYUM :::

Başlangıç, nihayet ve yeniden oluş gibi hallerden münezzeh ve ezelden ebede kaim, dâim ve var olan Allah (C.C.). Bütün eşyanın ancak kendisi ile kaim olduğu Cenab-ı Hak.(... Sırr-ı kayyumiyetin cilvesine bu noktadan bakınız ki; bütün mevcudatı ademden çıkarıp, herbirisini bu nihayetsiz fezada $ sırrıyla durdurup, kıyam ve beka verip, umumunu böyle sırr-ı kayyumiyetin tecellisine mazhar eyliyor. Eğer bu nokta-i istinad olmazsa; hiçbir şey kendi başıyla durmaz. Hadsiz bir boşlukta yuvarlanıp ademe sukut edec