Ta ~ تا
Lehce-i Osmani - Ta ~ تا maddesi. Sayfa: 993 - Sira: 4
Lehce-i Osmani; Ta maddesi. osmanlıcada Ta ne demek, Ta anlamı manası, Ta osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Ta hakkında bilgi. Arapça Ta ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Ta anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - تا Ta ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
Ta ~ تا güncel sözlüklerde anlamı:
TA ::: Kur'anın alfabesinde üçüncü harfin adıdır. Ebcedî değeri 400'dür.
TA ::: f. Kat. Kıvrım. Büklüm. Misil, mânend. Nihayet. Gayet. Kadar, beri, dek. (mânalarına gelir) Meselâ :
"); tâ ::: (f. i.) : kat, büklüm. Dü-tâ : iki kat, iki büklüm. Yek-tâ : bir kat, tek, birinci, (bkz. : bî-hem-tâ, bî- nazîr).
tâ ::: (f. e.) : kadar, dek, değin, (bkz. : ilâ). tâ-be-ebed : ebediyen. tâ-be-key : ne vakte kadar. tâ-be-sabâh : sabaha kadar. tâ-be-seher : sabaha kadar.
tâ ::: (a. ha.) : Osmanlıca "te" ve "ti" harflerinin Arapça'daki adı. ["te" ince, "ti" kalın t fonemiyle söylenir.
Kasîde-i tâiyye ::: ed. kafiyeleri ile nihâyetlenen kasîde.
tâ-i fevkaniyye ::: tâ-i müsennât : iki noktalı te : (bkz. : tâ-i tavîl).
tâ-i gird ::: yuvarlak t :
tâ-i meftûha ::: üstün (e) okunan te.
tâ-i tavil ::: uzun te.
tâ ::: (a. f. h. a.) : "ti" harfinin bir adı. tâ-i mühmele : noktasız ti ["zı" dan ayırmak için bu ad verilmiştir]
"); târ ::: (f. s.) : 1) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târ : karanlık gece. 2) i. tel; saç teli târ-ı ud : ud teli. târ-ı zülf : saç teli. 3) i. iplik. târ târ : tel tel, iplik iplik. 4) (dokumada) arş. [zıddı : argaç] . 5) i. tepe.
Ta :::
- Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz
Örnek: Ta karşıda büyük annenin evine kadar götürdüler. Y. K. Beyatlı - Tantal elementinin simgesi.
tâ ::: kat , büklüm , kadar
tâ ::: kat
tâ ::: büklüm
tâ ::: tane
tâ ::: kadar
tâ ::: (f. i.) kat, büklüm. Dü-tâ : iki kat, iki büklüm. Yek-tâ : bir kat, tek, birinci, (bkz. : bî-hem-tâ, bî- nazîr).
tâ ::: (f. e.) kadar, dek, değin, (bkz. : ilâ). tâ-be-ebed : ebediyen. tâ-be-key : ne vakte kadar. tâ-be-sabâh : sabaha kadar. tâ-be-seher : sabaha kadar.
tâ ::: (a. ha.) Osmanlıca
tâ ::: (a. f. h. a.) ti
târ ::: (f. s.) 1) karanlık, (bkz. : muzlim). Şeb-i târ : karanlık gece. 2) i. tel; saç teli târ-ı ud : ud teli. târ-ı zülf : saç teli. 3) i. iplik. târ târ : tel tel, iplik iplik. 4) (dokumada) arş. [zıddı : argaç] . 5) i. tepe.
TA :::