Çağdaş Sözlük

Bab ~ باب

Lehce-i Osmani - Bab ~ باب maddesi. Sayfa: 169 - Sira: 4

Lehce-i Osmani; Bab maddesi. osmanlıcada Bab ne demek, Bab anlamı manası, Bab osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Bab hakkında bilgi. Arapça Bab ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Bab anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - باب Bab ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Bab ~ باب güncel sözlüklerde anlamı:

BaB ::: Kapı. * Kısım. * Mevzu. * Fasıl. Bölüm. Parça. Kitab. * Hususi madde. * Sığınacak yer. * İş. * Şekil. * Tövbe.

BaB ::: f. Lâyık, uygun, münasib, elverişli. * Hayır, uğur.

"); bâb ::: (a. i. c. : ebvâb) : 1) kapı.

bâb-ı âli ::: (yüksek kapı) : Osmanlı imparatorluğu zamanında, istanbul'da : sadâret, dâhiliye ve hâriciye nezâretleri ile şûrâ-yi devlet dâirelerinin bulunduğu bina, mec. Osmanlı hükümeti.

bâb-ı adalet ::: hak kapısı.

bâb-ı âsafî ::: tar. sadrâzam konağı, [paşa kapısı yerinde kullanılan bir tâbirdir].

bâb-ı hükümet ::: hükümet kapısı, dâiresi.

bâb-ı hümayün ::: Topkapı Sarayı'nın birinci kapısı.

bâb-ı fetvâ-penâhî, bâb-ı meşihat ::: şeyhislâm kapısı.

bâb-ı irtişa' ::: rüşvet kapısı.

bâb-ı saadet ::: 1) sultanın sarayı; 2) İstanbul. (bkz : Astâne, Dâr-üs-saâde).

bâb-ı ser-askerî ::: askerlik işleri ile uğraşan dâire.

bâb-t şerif ::: Konya'da Mevlânâ türbesinin kapısı.

bâb-ı zabtiyye ::: istanbul'da emniyet işleriyle uğraşan dâire. 2) geçit, boğaz.

bâb-ül-ebvâb ::: Şirvan civarındaki derbent. 3) bölüm, (bkz : fasi). 4) iş, şekil, mes'ele; yol; mevzu, (bkz : husus). 5) tas. tövbe.

bâb-ül-mendeb ::: Kızıldeniz'de Hind Denizi civarında bulunan bir boğaz.

bâb ::: (f. s.) : lâyık, uygun; elverişli; Hayır, uğur.

bâb ::: kapı, bölüm.

BaB ::: Mescîd-i Nebî'nin şimdi beş bâbı vardır. İkisi batı duvarında olup, kıbleye yakın olana Bâb-üs-selâm, kuzey köşesine yakın olana Bâb-ür-rahme adı verilir.

2. Bir kitâbın bölümlerinden her biri.

Riyâd-un-nâsihîn kitâbı ikinci kısım ikinci bâbı birinci faslında diyor ki: Tövbe kalb ile, dil ile ve günâh işliyen âzâ ile olmalıdır. Kalb pişmân olmalı, dil duâ etmeli ve yalvarmalı, âzâ da günâhtan çekilmelidir.

3. Bozuk bir yol olan Bâbîliğin kurucusu Ali Muhammed'in kendisine verdiği ad. (Bkz. Bâbîlik)

El-Bâb Ali Muhammed kendisinin beklenen imâma açılan bir bâb (kapı) olduğunu söyledi, daha sonra da peygamberlik iddiâsında bulundu. El-Bâb Ali Muhammed'in kendisine bâb demesi sebebiyle kurduğu bozuk yola Bâbîlik adı verildi. (Muhammed Ebû Zühre)

Bab ::: Bir edebi eserin düzenlenmesinde, konuların ele alınıp işlenmesine göre ayrıldığı bölümlerden en geniş olanı.

bâb ::: kapı , bölüm , kısım , fasıl , konu

bâb ::: ‬kapı

bâb ::: konu

bâb ::: bölüm

bâb ::: (f. s.) lâyık, uygun; elverişli; Hayır, uğur.

Bâb ::: Kapı

Bâb ::: Kapı

bab :::

bâb - kapı

BÂB :::

Kapı. * Kısım. * Mevzu. * Fasıl. Bölüm. Parça. Kitab. * Hususi madde. * Sığınacak yer. * İş. * Şekil. * Tövbe