Çağdaş Sözlük

mumya ~ موميا

Lehce-i Osmani - mumya ~ موميا maddesi. Sayfa: 1409 - Sira: 20

Lehce-i Osmani; mumya maddesi. osmanlıcada mumya ne demek, mumya anlamı manası, mumya osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mumya hakkında bilgi. Arapça mumya ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mumya anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - موميا mumya ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

mumya ~ موميا güncel sözlüklerde anlamı:

MUMYA ::: f. Uzun müddet çürümemesi için ilâçlanmış ölü. İnsan ve hayvan ölüsünün kurusu. * Çok zayıf (kimse).(Kur'anda çok tekrar edilen kıssa-ı Musa Aleyhisselâm'ın cümleleri ve cüz'leridir ki, herbir cümlesi, hattâ herbir cüz'ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor. Meselâ: $ Fir'avun, vezirine emreder ki: "Bana yüksek bir kule yap, semâvatın hâlini rasad edip bakacağım. Semanın gidişatından acaba Musa'nın (A.S.) dâva ettiği gibi semada tasarruf eden bir İlâh var mıdır?" İşte Î kelimesiyle ve şu cüz'î hâdise ile, dağsız bir çölde olduğundan dağları arzulayan ve Hâlik'ı tanımadığından tabiat-perest olup Rububiyyet dâva eden ve âsâr-ı ceberutlarını göstermekle ibka-yı nâm eden şöhret-perest olup dağ-misâl meşhur ehramları bina eden ve sihir ve tenâsuha kail olup cenazelerini mumya edip dağ misillu mezarlarda muhafaza eden Mısır fir'avunlarının an'anesinde hükümferma bir düstur-u acibi ifade eder.Meselâ: $ Gark olan Fir'avuna der: "Bugün senin gark olan cesedine necat vereceğim" unvaniyle umum Fir'avunların tenâsuh fikrine binaen cenazelerini mumyalamakla mâziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temâşâgâhına göndermek olan mevt-âlud, ibretnüma bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan Fir'avunun aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahali-i gark denizinden sahile atıldığı gibi, zamanın denizinden asırların mevceleri üstünde şu asır sahiline atılacağını, mu'cizâne bir işaret-i gaybiyye, bir lem'a-yı i'cazı ve bu tek kelime bir mu'cize olduğunu ifade eder. S.)

mumya ::: (f. i.) : 1) tahnît edilmiş, hiç çürümemek üzere ilaçlanmış ölü. 2) her türlü derde deva olduğu rivayet olunanbir masal ilâcı. 3) çok zayıf [kimse]

mumya ::: çürümesin diye ilaçlanmış ölü.

Mumya :::


  1. Birtakım özel ilaçlar kullanılarak bozulmayacak duruma getirilmiş olan ve kazılarla ortaya çıkarılan ceset.

  2. Çok zayıf kimse.

  3. Özel ilâçlarla bozulmadan saklanan ölü.

mumya ::: çürümesin diye ilaçlanmış ölü , uzun müddet çürümemesi için ilaçlanmış ölü , insan ve hayvan ölüsünün kurusu , çok zayıf (kimse)

mumya ::: (f. i.) 1) tahnît edilmiş, hiç çürümemek üzere ilaçlanmış ölü. 2) her türlü derde deva olduğu rivayet olunanbir masal ilâcı. 3) çok zayıf [kimse]

MUMYA :::

f. Uzun müddet çürümemesi için ilâçlanmış ölü. İnsan ve hayvan ölüsünün kurusu. * Çok zayıf (kimse).(Kur'anda çok tekrar edilen kıssa-ı Musa Aleyhisselâm'ın cümleleri ve cüz'leridir ki, herbir cümlesi, hattâ herbir cüz'ü, bir düstur-u küllînin ucu olarak gösterilmiş ve o düsturu ifade ediyor. Meselâ: $ Fir'avun, vezirine emreder ki: "Bana yüksek bir kule yap, semâvatın hâlini rasad edip bakacağım. Semanın gidişatından acaba Musa'nın (A.S.) dâva ettiği gibi semada tasarruf eden bir İlâh var mıdır?" İşte Î k