Çağdaş Sözlük

münevver ~ منور

Lehce-i Osmani - münevver ~ منور maddesi. Sayfa: 1406 - Sira: 17

Lehce-i Osmani; münevver maddesi. osmanlıcada münevver ne demek, münevver anlamı manası, münevver osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte münevver hakkında bilgi. Arapça münevver ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada münevver anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - منور münevver ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

münevver ~ منور güncel sözlüklerde anlamı:

MüNEVVER ::: (Nur. dan) Mc: Kur'anî ve imanî eser okumakla ve ibadet ve taatla nurlanmış. Nurlandırılmış, ışıklı. * Uyanık. İntibaha gelmiş. Akıllı âlim. İmanî ve İslâmî tahsil ve terbiye görmüş. * Parlatılmış.

münevver ::: (a. s. nûr'dan) : 1) tenvîr edilmiş, nurlandırılmış, parlatılmış, aydınlatılmış; ışıklı. 2) *aydın Fkimse] . 3) i. kadın adı.

münevveriyyet ::: (a. i. nûr'dan) : münevverlik, aydınlık.

münevvertyyet-i efkâr ::: fikir aydınlığı.

münevvir ::: (a. s. sûr'dan) : ten-vîr eden, nurlandıran, parlatan, aydınlatan.

münezzeh ::: (a. s. nezâhat'den) : tenzîh edilmiş, temiz, arı; uzak. (bkz. : tenzîh).

münevver ::: nurlanmış, aydın.

MüNEVVER ::: Allahü teâlâ bir kimseye nûr vermezse, o kimse münevver olamaz. (İmâm-ı Rabbânî)

Namaz kalbi temizler kötülükten men eder
Münevver olamazsın, namazı kılmadıkça.

(M. Sıddîk Gümüş)

Münevver :::


  1. Aydın kimse
    Örnek: Biz şu anda bir münevverler aşiretinden başka neyiz? P. Safa

  2. Aydınlatılmış.

  3. Aydınlatılmış ışıklı, parlatılmış.

  4. Aydın.

münevver ::: nurlandırılmış , aydın

münevvir ::: nurlandıran

münevver ::: ‬aydınlanmış

münevver ::: parlak

münevver ::: aydın fikirli

münevver ::: (a. s. nûr'dan) 1) tenvîr edilmiş, nurlandırılmış, parlatılmış, aydınlatılmış; ışıklı. 2) *aydın Fkimse] . 3) i. kadın adı.

münevvir ::: (a. s. sûr'dan) ten-vîr eden, nurlandıran, parlatan, aydınlatan.

münezzeh ::: (a. s. nezâhat'den) tenzîh edilmiş, temiz, arı; uzak. (bkz. : tenzîh).

münevver ::: aydın, ziyalı

MÜNEVVER :::

(Nur. dan) Mc: Kur'anî ve imanî eser okumakla ve ibadet ve taatla nurlanmış. Nurlandırılmış, ışıklı. * Uyanık. İntibaha gelmiş. Akıllı âlim. İmanî ve İslâmî tahsil ve terbiye görmüş. * Parlatılmı