Çağdaş Sözlük

müflis ~ مفلس

Lehce-i Osmani - müflis ~ مفلس maddesi. Sayfa: 1395 - Sira: 18

Lehce-i Osmani; müflis maddesi. osmanlıcada müflis ne demek, müflis anlamı manası, müflis osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte müflis hakkında bilgi. Arapça müflis ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada müflis anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - مفلس müflis ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

müflis ~ مفلس güncel sözlüklerde anlamı:

MüFLiS ::: İflas etmiş. Parasız kalmış. Ticarette kâr elde edemeyip veya bazı sebeplerle sermayesini batırmış olan.

müfelles ::: (a. i.) : huk. İflâsına hükmedilen kimse, edilmiş, ayrılmış.

müflis ::: (a. s. iflâs'dan. c. : müflisân ve müflisin) : 1) iflâs etmiş, parasız, züğürt. 2) top atmış [ticârette]

müflis ::: iflas etmiş.

MüFLiS ::: Bir vasî (bir yetimin veya akılca zayıf ve hasta olan bir kimsenin malını idâre eden kimse), yetîmin (babası veya anası-babası ölmüş çocuğun) ekim arâzisini bir müflise satsa; satış gözden geçirilir. Eğer bu uygun satış ise, kâdı (hâkim), müşteriye üç gün mühlet tanır. İmkânı olursa, bu müddet içinde malın bedelini öder, değilse, satış bozulur. (Ebü'l-Leys Semerkandî)

2. Dünyâda iken insanların haklarını yemiş, onları dövmüş, sıkıntı ve eziyet vermiş; bu sebeblerle âhirette hesâblar görülürken, hakkı olanlara bütün günahları verilip, hiç sevâbı kalmayan ve hak sâhiplerinin günâhlarını yüklenerek, Cehennemlik olan kimse.

Resûlullah efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde; "Müflis kimdir, biliyor musunuz?" buyurdu. Eshâb-ı kirâm (Peygamber efendimizin arkadaşları); "Bizim bildiğimiz müflis; parası, malı olmayan kimsedir" dediler. Bunun üzerine; "Ümmetimden müflis şu kimsedir ki, kıyâmet günü namazları ile oruçları ile ve zekâtları ile gelir. Fakat; kimisine sövmüştür, kiminin malını almıştır, kiminin kanını akıtmıştır, kimini dövmüştür. Hepsine bunun sevâblarından verilir. Haklarını ödemeden önce sevâbları biterse, hak sâhiblerinin günâhları alınarak buna yüklenir. Sonra Cehennem'e atılır" buyurdu. (Hadîs-i şerîf-Mektûbât-ı Rabbânî)

Âhirette müflis olmaktan çok korkmalıdır. Onun için kimsenin hakkını yememeli, herkese güler yüzle muâmele etmelidir. (Seyyid Abdülhakîm)

Huzûruna müflis olarak geldim,
Yüzünün güzelliğinden bir şey isterim.
Şu boş zembilime elini uzat,
O mübârek eline güvenirim.

(Şâh-ı Nakşibend)

Müflis :::


  1. Bir işte bütün parasını batırmış, batkın, iflas etmiş.

  2. batkın.

müflis ::: iflas etmiş

müflis ::: ‬iflas etmiş

müflis ::: sefil

Müflis ::: Iflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir

müfelles ::: (a. i.) huk. İflâsına hükmedilen kimse, edilmiş, ayrılmış.

müflis ::: (a. s. iflâs'dan. c. : müflisân ve müflisin) 1) iflâs etmiş, parasız, züğürt. 2) top atmış [ticârette]

Müflis ::: İflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimsedir

müflis :::

iflas eden kişi; mahkemelerce iflasına karar verilen kimse

MÜFLİS :::

İflas etmiş. Parasız kalmış. Ticarette kâr elde edemeyip veya bazı sebeplerle sermayesini batırmış olan