Çağdaş Sözlük

muayyen ~ معين

Lehce-i Osmani - muayyen ~ معين maddesi. Sayfa: 1394 - Sira: 2

Lehce-i Osmani; muayyen maddesi. osmanlıcada muayyen ne demek, muayyen anlamı manası, muayyen osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte muayyen hakkında bilgi. Arapça muayyen ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada muayyen anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - معين muayyen ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

muayyen ~ معين güncel sözlüklerde anlamı:

MUAYYEN ::: Görülmüş olan, kat'i olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit olunmuş, karalaştırılmış.

maîn ::: (a. i.) : 1) saf, akar su. 2) geo. *eşkenar *dörtgen, fr. losange.

muayyen ::: (a. s. ayn'den) : 1) tâyin edilmiş, belli, belirli. 2) kararlaştırılan.

muîn ::: (a. s. avn'den) : 1) iane eden, yardımcı. 2) yardımcı.

muayyen ::: belli, ölçülü, tartılı.

Muayyen :::


  1. Belli, belirli
    Örnek: Sizi muayyen bir kimseye benzetmek istiyorum. H. Taner

  2. Belirlenmiş, kararlaştırılmış
    Örnek: Yadırganan bir yığın eser, mimarinin sadece muayyen bir malzemeyi, muayyen bir gaye uğrunda kullanmaktan ibaret olmadığını gösterirler. A. H. Tanpınar

muîn ::: yardımcı

muayyen ::: belirli , belli , ölçülü

muayyen ::: ‬belirli

Muayyen ::: Belirli; belli; saptanmış

maîn ::: (a. i.) 1) saf, akar su. 2) geo. *eşkenar *dörtgen, fr. losange.

muayyen ::: (a. s. ayn'den) 1) tâyin edilmiş, belli, belirli. 2) kararlaştırılan.

muîn ::: (a. s. avn'den) 1) iane eden, yardımcı. 2) yardımcı.

Muayyen ::: Belirli; belli; saptanmış

muayyen ::: belli

muayyen :::

belirli; belli; saptanmış

MUAYYEN :::

Görülmüş olan, kat'i olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit olunmuş, karalaştırılmı