mahsus ~ مخصوص
Lehce-i Osmani - mahsus ~ مخصوص maddesi. Sayfa: 1323 - Sira: 20

Lehce-i Osmani; mahsus maddesi. osmanlıcada mahsus ne demek, mahsus anlamı manası, mahsus osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte mahsus hakkında bilgi. Arapça mahsus ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada mahsus anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - مخصوص mahsus ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
mahsus ~ مخصوص güncel sözlüklerde anlamı:
MAHSUS ::: Duyulmuş. Hissedilmiş. Derk olunmuş. Duyulan. * Aşikâr, belli, zâhir, meydanda.
MAHSUS ::: Ayrılmış, tâyin edilmiş. * Herkese âit olmayıp bazılara âit olmuş olan. Yalnız birine âid olan. Hususileşmiş. Müstakil. * Bile bile, istiyerek. * Yalandan, şakadan, lâtife olarak.
mahsûs ::: (a. s. hiss'den) : 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.
mahsus ::: hissedilmiş, birine ayrılmış, bile bile.
Mahsus :::
- Özgü
Örnek: Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım... H. R. Gürpınar - Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır
Örnek: Vatan bizim kılıcımızın ekmeğidir. Daima kendimize mahsus, kendimize münhasır biliriz. N. Kemal - Özel
- Özellikle.
- Bilerek, isteyerek, kasten
Örnek: ... kapıyı mahsus açık bırakmıştı. A. İlhan - Şaka olarak, şakadan.
- Duyulan, anlaşılan, hissedilen.
- Belli, ortada, aşikâr.
mahsûs ::: hususi , hissedilen , hissedilir , hissedilmiş , birine ayrılmış , bile bile
mahsus ::: ayrılmış
mahsus ::: özgü
mahsus ::: ayrılmış
mahsus ::: bilerek
mahsûs ::: hissedilen
mahsûs ::: hissedilir
mahsûs ::: (a. s. hiss'den) 1) hissedilen, beşduygu'dan biriyle duyulan, anlaşılan, duyulur. 2) belli, aşikâr, meydanda.
Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak
Mahsus ::: Özgü; özel; müstakil; özel olarak
mahsus ::: aşikâr, belli, has, kasten, münhasır, özel, özellikle, özgü, şakadan
mahsus :::
MAHSUS :::