kemer ~ كمر
Lehce-i Osmani - kemer ~ كمر maddesi. Sayfa: 1292 - Sira: 23
Lehce-i Osmani; kemer maddesi. osmanlıcada kemer ne demek, kemer anlamı manası, kemer osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kemer hakkında bilgi. Arapça kemer ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kemer anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - كمر kemer ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
kemer ~ كمر güncel sözlüklerde anlamı:
KEMER ::: f. Yay gibi eğik olan yapı. * Bele bağlanan kuşak. * İç çamaşırın bele rastlayan kısmı.
kemer ::: (f. i.) : 1) bele takılan kuşak, kayış. 2) don, panlalon, şalvar gibi şeylerin bele rastlıyan kısmı. 3) kapı, pencere, köprü gibi şeylerin, oyuğu aşağı bakan kavisli kubbesi, tavanı. 4) s. tümsekli, tümseği olan : "korner burun... " gibi.
kemer-i âftâb ::: astr. Güneş'in merkezinden geçtiği farzolunan hat.
kemer ::: kavisli yapı, kuşak.
Kemer :::
- Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, deri veya metalden yapılan bel bağı
Örnek: Nihat elinde tuttuğu kemeri denize fırlatıp attı. P. Safa - Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü.
- Emniyet kemeri.
- Tümsekli.
- Kemiklerden oluşmuş kemer biçiminde tavan.
- Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı.
- İki sütun veya ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı
- Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan meşin kuşak.
- Bir kıvrımın kabarık, tepe yeri. bkz. tekne, kıvrım.T. : antiklinal
kemer ::: bel , kavisli yapı , kuşak , yay gibi eğik olan yapı , bele bağlanan kuşak , iç çamaşırın bele rastlayan kısmı
kemer ::: bel
kemer ::: (f. i.) 1) bele takılan kuşak, kayış. 2) don, panlalon, şalvar gibi şeylerin bele rastlıyan kısmı. 3) kapı, pencere, köprü gibi şeylerin, oyuğu aşağı bakan kavisli kubbesi, tavanı. 4) s. tümsekli, tümseği olan :
KEMER :::