Çağdaş Sözlük

kader ~ قدر

Lehce-i Osmani - kader ~ قدر maddesi. Sayfa: 1271 - Sira: 19

Lehce-i Osmani; kader maddesi. osmanlıcada kader ne demek, kader anlamı manası, kader osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte kader hakkında bilgi. Arapça kader ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada kader anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - قدر kader ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

kader ~ قدر güncel sözlüklerde anlamı:

KADER ::: Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması. Takdir-i İlâhî. * Ezelî kısmet. * Tali'. Baht. Şans.(Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, halî ve vicdanî bir imanın cüz'lerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir. Yâni, mü'min her şeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenab-ı Hakk'a vere vere, tâ nihayette teklif ve mes'uliyetten kurtulmamak için "cüz-i ihtiyarî" önüne çıkıyor. Ona: "Mes'ul ve mükellefsin" der. So a ondan sudur eden iyilikler ve kemâlât ile mağrur olmamak için "kader" karşısına geliyor. Der: "Haddini bil, yapan sen değilsin." S.)(... Eğer kader ve cüz-i ihtiyarîden bahseden adam, ehl-i huzur ve kemal-i iman sahibi ise; kâinatı ve nefsini Cenab-ı Hakk'a verir, Onun tasarrufunda bilir. O vakit hakkı var, kaderden ve cüz-i ihtiyarîden bahsetsin. Çünkü, madem nefsini ve her şeyi Cenab-ı Hak'tan bilir, o vakit cüz-i ihtiyarîye istinad ederek mes'uliyeti deruhde eder, seyyiata merciiyyeti kabul edip, Rabbini takdis eder, daire-i ubudiyyette kalıp teklif-i İlâhiyyeyi zimmetine alır. S.)(İrade-i cüz'iye-i insaniye ve cüz'-i ihtiyariyesi; çendan zaiftir, bir emr-i itibarîdir, fakat, Cenab-ı Hak ve Hakîm-i Mutlak, o zaif, cüz'î iradeyi, irade-i külliyesinin taallukuna bir şart-ı âdi yapmıştır. Yâni, mânen der: "Ey abdim; ihtiyarınla hangi yolu istersen, seni o yolda götürürüm. Öyle ise mes'uliyet sana aittir!" Teşbihte hatâ olmasın, sen bir iktidarsız çocuğu omuzuna alsan. O'nu muhayyer bırakıp "Nereyi istersen seni oraya götüreceğim" desen. O Çocuk, yüksek bir dağı istedi, götürdün. Çocuk üşüdü yahut düştü. Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip üstünde bir tokat vuracaksın. İşte Cenab-ı Hak, Ahkem-ül-Hâkimîn, nihayet zaafta olan abdin iradesini, bir şart-ı âdi yapıp irade-i külliyesi ona nazar eder. S.)

kader ::: (a. i. c. : akdâr) : 1) inanılması Islâmî îman esaslarından olmak üzere insanların başına gelecek her türlü işlere dâir Allah'ın ezelî hüküm ve takdîri. (bkz. : kaza).

kader-i ilâhî ::: Allah'ın takdîri, alın yazısı. 2) takat, güc, kuvvet. 3) talih, baht.

kadr ::: (a. i.) : 1) değer, îtibâr. 2) onur, şeref, haysiyet; meziyet. 3) rütbe, derece. Alî-kadr : derecesi ve rütbesi yüce. Leyle-i kadr

(kadir gecesi) ::: Kur'ân-ı Kerîm'in nüz&le başladığı ramazanın yirmi yedinci gecesi ki, içinde bu gece bulunmıyan, bin aya bedeldir. Sûret-ül-Kadr : Kur'ân-ı Kerîm'de kadir gecesinin yüceliğini bildiren sûre. (bkz. : şeb-i kadr). 4) astr. kadir, yıldızlan, parlaklık derecelerine göre birbirinden ayırdetmek için yapılan tasnifte her dereceden biri, [birinci kadirden (yâni en parlak) altıncı kadire kadar olan yıldızlar gözle görülebilir; teleskopların kuvveti arttıkça daha küçük kadirdeki yıldızları görmek kabildir. Şimdiki halde bu sınır 21) ci kadirdedir. Parlaklıkları, daha yakın mesafede olduklarından dolayı, çok yüksek olan semavî cisimler

kadr-i evvel ::: astr. parlaklık derecesi 1 olan (yıldız).

kadr-i sânî ::: astr. parlaklık derecesi 2 olan (yıldız).

kader ::: Allahın herşeyi ezelden bilip takdir etmesi.

KADER ::: Kader, Allahü teâlânın bir sırrıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kader, tedbîr ile sakınmakla değişmez. Fakat kabûl olan duâ, o belâ gelirken korur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kader değişmez. Kazâ kadere uygun olarak meydana gelir. Kazâ her gün çok değişip sonunda kadere uygun olunca yaratılır. (Ebüssü'ûd Efendi)

KADER ::: Kader, Allahü teâlânın bir sırrıdır. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kader, tedbîr ile sakınmakla değişmez. Fakat kabûl olan duâ, o belâ gelirken korur. (Hadîs-i şerîf-İhyâ-u Ulûmiddîn)

Kader değişmez. Kazâ kadere uygun olarak meydana gelir. Kazâ her gün çok değişip sonunda kadere uygun olunca yaratılır. (Ebüssü'ûd Efendi)

Kader :::


  1. Yazgı
    Örnek: Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor / Lakin vatandan ayrılışın ıstırabı zor. Y. K. Beyatlı

  2. Genellikle kaçınılmaz kötü talih.

  3. 1. Alın yazısı, yazgı. 2. Talih, şans, baht.

kader ::: ilahi takdir

kadr ::: değer , kıymet , itibar , haysiyet , derece , şeref

kader ::: ‬ilahî takdir

kadr ::: ‬değer

kadr ::: şeref

kadr ::: derece

kader ::: baht, devran, kısmet, talih, tecelli, yazgı

KADER :::

Cenâb-ı Hakk'ın kâinatta olmuş ve olacak her şeyin evsafını ve havassını ve sâir geleceğini ve geçmişini ezelden bilip, levh-i mahfuzunda takdiri ve yazması. Takdir-i İlâhî. * Ezelî kısmet. * Tali'. Baht. Şans.(Kader ve cüz-i ihtiyarî, İslâmiyetin ve imanın nihayet hududunu gösteren, halî ve vicdanî bir imanın cüz'lerindendir. Yoksa ilmî ve nazarî değillerdir. Yâni, mü'min her şeyi, hattâ fiilini, nefsini Cenab-ı Hakk'a vere vere, tâ nihayette teklif ve mes'uliyetten kurtulmamak için "cüz-i ihtiyarî" önüne