Çağdaş Sözlük

şia ~ شعاع

Lehce-i Osmani - şia ~ شعاع maddesi. Sayfa: 1201 - Sira: 1

Lehce-i Osmani; şia maddesi. osmanlıcada şia ne demek, şia anlamı manası, şia osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte şia hakkında bilgi. Arapça şia ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada şia anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - شعاع şia ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

şia ~ شعاع güncel sözlüklerde anlamı:

şiA ::: Yardımcılar mânâsiyle, Alevilik, Şiilik. İfrat ve tefrit ve dünyevi sebebler yüzünden Ehl-i Sünnet ve Cemaat Mezhebinden ayrılan bir fırka. Bir şahsa taraftar olmak. (Çok açık mukni izâhatını Risâle-i Nur külliyatı Dördüncü Lem'adan okuyunuz.)

şuâ' ::: (a. i. c. : eşi'a, şiâ', şuâât) : 1) ışın, Güneş'ten veya başka bir ışık kaynağından uzanan tel tel ışıklar. Hayt-üş-şuâ' : Güneş'in iplik iplik olan ışıkları. 2) vektör, fr. vecteur.

"); şiâ' ::: (a. i. şuâ'ın c.) : (bkz. : şuâât).

şîa ::: (a. i. : eşya, siya') : 1) taraflılar, yardımcılar. 2) Hz. Ali taraflısı.

şia ::: Şiiler, Hazreti Ali sevgisini meslek kabul edenler.

şiA ::: "Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem vefâtından sonra, halîfelik hazret-i Ali'ye âitti. Her asırda da imamlık (halîfelik) onun çocuklarının hakkıdır. Başka kimse hiçbir zaman müslümanlara imâm (halîfe) olamaz. Başkaları ancak zulüm ile, bunların hakkına saldırmakla başa geçer" inancı etrâfında birleşen Şîayı kuran ve ilk olarak ortaya çıkaran Abdullah ibni Sebe adlı Yemenli bir yahûdîdir. (Abdülazîz Dehlevî)

Eshâb-ı kirâma düşman olan Şîa fırkası üç grupta toplanmaktadır:

1) Tafdîliyye; hazret-i Ali, Eshâbın en üstünüdür, diyorlar.

2) Sebbiyye; Eshâb-ı kirâmdan birkaçından başkası, zâlim, kafir oldular, diyorlar. Bunları sebbediyorlar yâni kötülüyorlar.

3) Gulât; hazret-i Ali tanrıdır, diyorlar. Bunlar ibâdet etmezler. (Abdülazîz Dehlevî)

Şîa yirmi fırkadır. On sekizinci fırkası İsmâiliyye fırkasıdır. Bu fırkaya Bâtıniyye de denir. Şîanın şimdi İran'da ve Hindistan'da en çok bulunan fırkaları İmâmiyye fırkasıdır. Bunlar kendilerine Câferî diyorlar. (İmâm-ı Rabbânî)

Şîa'ya göre imâmlar yâni devlet başkanları mâsûm yâni günâh işlemezler. Peygamberlerden tek farkı imâmlara vahy gelmemesidir. Yine Şîanın Câferî koluna göre herkes kazandığının beşte birini din adamlarına vermeye mecburdurlar. (Şehristânî, Kâşif-ül-Gıtâ)

Şia :::


  1. Şiilik.

  2. İslamiyette Hz. Ali'ye yandaş olanlar.

şîa ::: şii

şuâ' ::: ışın , bir ışık kaynağından uzanan ışık telleri

şuâ ::: ışın

şia ::: şiiler

şîa ::: ‬şiî

şuâ ::: ‬ışın

şuâ' ::: (a. i. c. : eşi'a, şiâ', şuâât) 1) ışın, Güneş'ten veya başka bir ışık kaynağından uzanan tel tel ışıklar. Hayt-üş-şuâ' : Güneş'in iplik iplik olan ışıkları. 2) vektör, fr. vecteur.

ŞİA :::

Yardımcılar mânâsiyle, Alevilik, Şiilik. İfrat ve tefrit ve dünyevi sebebler yüzünden Ehl-i Sünnet ve Cemaat Mezhebinden ayrılan bir fırka. Bir şahsa taraftar olmak. (Çok açık mukni izâhatını Risâle-i Nur külliyatı Dördüncü Lem'adan okuyunuz