Çağdaş Sözlük

Tecelli ~ تجلی

Lehce-i Osmani - Tecelli ~ تجلی maddesi. Sayfa: 1000 - Sira: 2

Lehce-i Osmani; Tecelli maddesi. osmanlıcada Tecelli ne demek, Tecelli anlamı manası, Tecelli osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte Tecelli hakkında bilgi. Arapça Tecelli ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada Tecelli anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - تجلی Tecelli ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

Tecelli ~ تجلی güncel sözlüklerde anlamı:

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) : (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) : 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı : "setr"]

tecellî-i âsâr ::: tas. cismânî suretteki şahadet âlemi.

tecellî-i ef'âl ::: tas. Allah'ın fiillerinden bir fi'lin, kulun kalbine münkeşif olması.

tecellî-i esma ::: tas. Allah'ın esmâ-i hüsnâsından (Allah adlarından) bir ismin abdin kalbine münkeşif olması.

tecellî-i rahîmî ::: tas. Allah tarafından mü'minle-re, sıddîklere ifâza olunan kemâlât.

tecellî-i rahmani ::: tas. Allah tarafından mevcudata ifâza olunan vücut.

tecellî-i sıfat ::: tas. Allah'ın sıfatlarından bir sıfatın kulun kalbinde münkeşif olması.

tecellî-i sıfâtî ::: tas. mebdei, zâtten temeyyüz ve taayyün edecek veçhile ilâhî sıfatlardan bir sıfatla vuku' bulan tecellî.

tecellî-i şuhûdi ::: tas. nur ismi ile müsemmâ (adlanmış) olan vücûdun zuhuru.

tecellî-i zatî ::: tas. hiçbir sıfat îtibar etmeksizin mebde-i zât olan tecellî.

tecellî ::: görünme, belirme.

TECELLi ::: Evliyâ herkes gibi, bir mezhebe tâbi olarak yükselmişlerdir. Ahkâm-ı İslâmiyye'ye yapışmak, bir ağaç dikmek gibidir. Evliyâya hâsıl olan ilimler, mârifetler, tecellîler keşfler, ve muhabbet-i zâtiyye bu ağacın meyveleri gibidir. (Rükneddîn-i Çeştî)

Zât-ı ilâhînin (Allahü teâlânın) tecellîsi bu dünyâda yalnız Muhammed aleyhisselâma nasîb oldu. Başkalarına ise âhirette nasîb olacağı bildirildi. (İmâm-ı Rabbânî)

Allahü teâlâ insanın kalbine tecellî eder. Fakat bu tecellî Allahü teâlânın sıfatlarının tecellîsidir. (Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî)

Tasavvufta keder ve ümidsizlik yoktur. Yalnız sevgi ve tecellîler vardır. (Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî)

Tecelli ::: Bildirme, görünme. Tasavvuf düşüncesine ve bu düşünüşü benimsemiş kimselere göre gördüğümüz her şey Tanrı'nın bir tecellisidir.

tecellî ::: görünme , ortaya çıkma

tecelli ::: görünme

tecellî ::: ‬görünme

tecellî ::: ortaya çıkma

tecellî ::: kader

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

teceliâ ::: (a. i. cilve'den) (bkz. : tecellî).

tecellî ::: (a. i. celâ ve. celv'deri. c. : tecelüyât) 1) görünme; belirme. 2) kader, talih. 3) Allah'ın lûtfuna nail olma. 4) tas. hak nurunun tesîriyle makbul kulların kalbinde ilâhî sırların ayan olması hâli. [zıddı :

tecelli ::: cilve, kader