tarak ~ طراق
Lehce-i Osmani - tarak ~ طراق maddesi. Sayfa: 529 - Sira: 3

Lehce-i Osmani; tarak maddesi. osmanlıcada tarak ne demek, tarak anlamı manası, tarak osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte tarak hakkında bilgi. Arapça tarak ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada tarak anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - طراق tarak ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
tarak ~ طراق güncel sözlüklerde anlamı:
TARAK ::: Bulutların bir yere toplanması. * Aynı cinsten olan şeylerden bazısı bazısının üstünde olması.
Tarak :::
- Saçların, sakalın, hayvan tüylerinin karışıklığını gidermeye veya kadınların saçlarını tutturmaya yarayan dişli araç
Örnek: Fil dişi tarağı da aşırmışlar, asıl buna canım yandı. R. H. Karay - Bahçıvanlıkta toprağın taşını ayıklamak için kullanılan, ucu bu biçimde olan araç, tırmık.
- Dokuma tezgâhlarında, dişleri arasından arış ipliklerinin geçtiği tarak biçiminde araç.
- Bazı kuşların başında bulunan yelpaze biçiminde tepelik.
- İnsanda ayağın yüksek olan üst bölümü.
- Suda yaşayan hayvanlarda solungaç.
- Yassı solungaçlılardan, kabukları yuvarlak, yelpaze biçiminde bir yumuşakça (Pecten).
- bk. pekten
tarak ::: bulutların bir yere toplanması , aynı cinsten olan şeylerden bazısı bazısının üstünde olması
TARAK :::
Bulutların bir yere toplanması. * Aynı cinsten olan şeylerden bazısı bazısının üstünde olması