el ~ ال
Lehce-i Osmani - el ~ ال maddesi. Sayfa: 75 - Sira: 6
Lehce-i Osmani; el maddesi. osmanlıcada el ne demek, el anlamı manası, el osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte el hakkında bilgi. Arapça el ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada el anlamı
Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - ال el ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..
el ~ ال güncel sözlüklerde anlamı:
el ::: ep
"); el- ::: (a. h.) : Arapça "harf-i ta'rîf" olup kelimelerin başında bulunur ve ismin mânâsını tarif ve tâyin etmiye yarar. Arapçadaki terkiplerde, has isimlerde ve Osmanlıcadaki izafet ve sıfat terkiplerinde kullanılır. Hurûf-i şemsiyyeden biriyle başlıyan kelimelerin evveline geldiğinde l yerine o harf şeddeli okunur : "eşşems" gibi. (bkz. : hurûf-i şemsiyye).
El :::
- Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü
Örnek: El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba - Sahiplik, mülkiyet.
- Kez, defa.
- İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası.
- Yönetim, baskı, etki.
- Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü.
- Aracı, vasıta.
- Yabancı, yakınların dışında kalan kimse
Örnek: Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır! Halk türküsü - Ülke, yurt, il
Örnek: Çöller, Yemen ellerinden betermiş. A. Gündüz - Halk, ahali.
- Oba, aşiret
Örnek: Kalktı göç eyledi Afşar elleri / Ağır ağır giden eller bizimdir. Dadaloğlu - İnsan ya da maymunlarda tutma organı olarak gelişmiş, avuç içi ve parmaklardan oluşan kolun uç bölgesi.T. : yed
âl ::: sülale , aile , yüce , yüksek , soy
el- ::: (a. h.) Arapça
el ::: ahali, aşiret, baskı, defa, etki, halk, il, kez, memleket, mülkiyet, pençe, ülke, yab
ancı, yönetim, yurt