Çağdaş Sözlük

el ~ ال

Lehce-i Osmani - el ~ ال maddesi. Sayfa: 46 - Sira: 7

Lehce-i Osmani; el maddesi. osmanlıcada el ne demek, el anlamı manası, el osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte el hakkında bilgi. Arapça el ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada el anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - ال el ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

el ~ ال güncel sözlüklerde anlamı:

el ::: ep

"); el- ::: (a. h.) : Arapça "harf-i ta'rîf" olup kelimelerin başında bulunur ve ismin mânâsını tarif ve tâyin etmiye yarar. Arapçadaki terkiplerde, has isimlerde ve Osmanlıcadaki izafet ve sıfat terkiplerinde kullanılır. Hurûf-i şemsiyyeden biriyle başlıyan kelimelerin evveline geldiğinde l yerine o harf şeddeli okunur : "eşşems" gibi. (bkz. : hurûf-i şemsiyye).

El :::


  1. Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü
    Örnek: El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba

  2. Sahiplik, mülkiyet.

  3. Kez, defa.

  4. İskambil oyunlarında kâğıt atma sırası.

  5. Yönetim, baskı, etki.

  6. Bazı nesne ve araçların tutmaya yarayan bölümü.

  7. Aracı, vasıta.

  8. Yabancı, yakınların dışında kalan kimse
    Örnek: Kâtip benim ben kâtibin el ne karışır! Halk türküsü

  9. Ülke, yurt, il
    Örnek: Çöller, Yemen ellerinden betermiş. A. Gündüz

  10. Halk, ahali.

  11. Oba, aşiret
    Örnek: Kalktı göç eyledi Afşar elleri / Ağır ağır giden eller bizimdir. Dadaloğlu

  12. İnsan ya da maymunlarda tutma organı olarak gelişmiş, avuç içi ve parmaklardan oluşan kolun uç bölgesi.T. : yed

âl ::: sülale , aile , yüce , yüksek , soy

el- ::: (a. h.) Arapça

el ::: ahali, aşiret, baskı, defa, etki, halk, il, kez, memleket, mülkiyet, pençe, ülke, yab
ancı, yönetim, yurt