Çağdaş Sözlük

has ~ حاس

Lehce-i Osmani - has ~ حاس maddesi. Sayfa: 1070 - Sira: 1

Lehce-i Osmani; has maddesi. osmanlıcada has ne demek, has anlamı manası, has osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte has hakkında bilgi. Arapça has ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada has anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - حاس has ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

has ~ حاس güncel sözlüklerde anlamı:

hâss ::: (a. s. c. : havas) : 1) mahsus, * özel. İsm-i hâss : has isim, *özel ad. 2) hüküm darın kendine mahsus olan. 3) saf, hâlis. 4) tar. Osmanlı Imparatorluğu'nun eski devirlerinde, devletin büyüklerine ayrılan ve yıllık geliri yüzbin akçadan yukarı olan arazi.

hâss ü âm ::: herkes.

hâss-ül-hâss ::: en has, en güzel.

hâs ::: özel.

Has :::


  1. Özgü, öze, mahsus

  2. Katışıksız, en iyi cinsten, saf.

  3. Hükümdara özgü olan.

  4. İyi nitelikleri kendinde toplamış olan (kimse).

  5. Başmaklık.

  6. Yıllık geliri 100.000 akçeyi aşan dirlik.

  7. Osmanlı İmparatorluğu toprak düzeninde yıllık geliri yüz bin akçeden çok olan topraklardan alınan vergi.

hâs ::: özel , hususi , özgü , has , çöp

hâs ::: ‬özgü

hâs ::: has

hâs ::: saf

hâs ::: özel

has ::: ‬çöp

has ::: (f. i.) ot kırıntısı, çörçöp. Hâr ü has : çalı çırpı.

hâs ::: (f. i.) 1) kırıntı, döküntü, süprüntü. (bkz. : hâşâk). 2) şiddet, kızgınlık.

Has ::: Sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme

Has ::: Sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme

has ::: mahsus, özgü, saf

has :::

sıkıştırmadan bir yerin içine alma; hareketten menetme; etrafını çevirme; vakfetme