Çağdaş Sözlük

lahn ~ لحم

Lehce-i Osmani - lahn ~ لحم maddesi. Sayfa: 1306 - Sira: 20

Lehce-i Osmani; lahn maddesi. osmanlıcada lahn ne demek, lahn anlamı manası, lahn osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte lahn hakkında bilgi. Arapça lahn ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada lahn anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - لحم lahn ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

lahn ~ لحم güncel sözlüklerde anlamı:

LAHN ::: Güzel ve kaideli ses. * Nağme. * Kaideye uymayan yanlış okuyuş. * Usulüne uygun okumak. * Sadece muhatabın anlıyacağı şekilde remizle söz söylemek. * Meyl. * Fehmeylemek. * Lisan. * Lügat. Fetva. Mânâ. Mefhum.

lâhm ::: (a. i. c. : lühûm) : et. Âkilül-lâhm : et yiyen [ayvan] , (bkz. : gûşt).

lahm-i zâid ::: anat. vücutta hastalık neticesinde çıkan fazla et.

lâhm ü şahm ::: et ve yağ.

lahn ::: (a. i. c. : elhân) : 1) kaideye uygun ve güzel ses, nağme, ezgi, birden ziyâde sesin yanyana gelerek meydana getirdiği müzik cümlesi, fr. melodie. 2) ahenk. 3) lügat; dil. 4) okurken yanlışlık yapma.

lâhn-i inkisar ::: kırılma sesi, kırgınlık nağmesi.

lahn ::: güzel ses, kuralsız okuyuş.

LAHN ::: 1.Tecvîd ilminde, tecvîd kâidelerine uymamaktan doğan okuyuş hatâsı. Fıkıh kitablarında namaz kılanın namazın farzlarından olan kırâette yaptığı hatâ zelletül-kârî adı altında incelenmiştir. (Bkz. Zelletül-Kârî)

Lahn, dört şekilde olabilir: Birinci şekil i'râbda hatâdır. Yâni harekelerde ve sükünde olabilir. Meselâ, şeddeyi hafif okur veya medleri (uzunları) kısa okur veya bunların aksini yapar. İkinci şekilde, harflerde olur; harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yâhut azaltır. Veyâhut harfi ileri geri alır. Üçüncü hatâ, kelimelerde ve cümlelerde olur.Nihâyet, vakf ve vaslde hatâ olur. Yâni duracak yerde durmaz, geçer. Geçecek yerde durur. Bu dördüncü şekil hatâda, mânâ değişse de bozulmaz. İlk üç şekilde, mânâyı değiştirip, küfre sebeb olacak mânâ hâsıl olursa, namazı bozar. (İbn-i Âbidîn)

Lahn; bir hafi, başka harf okumak şeklinde olursa, harfler çok farklı ise, bozar. Meselâ, sat yerine ta söylemek, sâlihât yerine tâlihât okumak. İhlâs sûresinde Ehad yerine ehat demek gibi. Harflerin farkı az ise, çok âlimler, mânâ değişirse, eğer bilerek okudu ise, bozulur; ağzından kaçtı ise, bozulmaz dediler. Dat yerine zı demek, sin yerine sat, te yerine tı demek gibi. Fetvâ böyle ise de, ihtiyâtlı olmak lâzımdır. Dâllîn yerine zâllîn böyledir. Kelimeyi değiştirince, mânâ bozulursa, Kur'ân-ı kerîmde benzeri bulunsa da bozar. Mânâ değişmezse, bozmaz. (İbn-i Âbidîn)

2. Tegannî, sesi mûsikî perdelerine uydurmak için, mânâ bozulacak şekilde, harfleri ve kelimeleri değiştirerek, sesi alçaltıp, yükselterek, çeneyi oynatarak okumak.

Lahn ve nağme (vezinli ses) bulunmayan güzel sesi dinlemek mutlaka mubahtır, mahzuru yoktur. Sıkıntı gidermek için nağme ile kendi kendine okumak câiz diyenler vardır. Fakat başkalarını eğlendirmek veya para kazanmak için okumak haramdır. (Mazhâr-ı Cân-ı Cânân)

Lahn yaparak, tecvîdi, Kur'ân-ı kerîmi, şartlarına, usûlüne uygun olarak okumayı bozmak bid'at, dinde sonradan çıkan bir şey olup, dinlenmesi de büyük günahtır. (Abdülganî Nablüsî)

Kur'ân-ı kerîmi, zikri, duâyı lahn ile okumak icmâ ile yâni müctehid âlimlerin sözbirliği ile haramdır. (Seâdet-i Ebediyye)

Lahn ile tegannî ederek okuyan imâmın arkasında kılınan namazı iâde etmek lâzımdır. (İbrâhim Halebî)

Namaz vakitlerini bilmeyen, tegannî, elhan ederek okuyan kimse, ezan okumaya ehil değildir. Böyle kimseyi müezzin yapmak câiz değildir. (Bezzâziyye)

lâhm ::: et

lahn ::: uyum , tavır , dil , güzel ses , kuralsız okuyuş , güzel ve kaideli ses , nağme , kaideye uymayan yanlış okuyuş , usulüne uygun okumak , sadece muhatabın anlıyacağı şekilde remizle söz söylemek , meyl , fehmeylemek , lisan , lügat , fetva , mana , mefhum

lahm ::: ‬et

lahn ::: ‬uyum

lahn ::: tavır

lahn ::: dil

LAHN :::

Güzel ve kaideli ses. * Nağme. * Kaideye uymayan yanlış okuyuş. * Usulüne uygun okumak. * Sadece muhatabın anlıyacağı şekilde remizle söz söylemek. * Meyl. * Fehmeylemek. * Lisan. * Lügat. Fetva. Mânâ. Mefhum