Çağdaş Sözlük

çile ~ چله

Lehce-i Osmani - çile ~ چله maddesi. Sayfa: 1068 - Sira: 13

Lehce-i Osmani; çile maddesi. osmanlıcada çile ne demek, çile anlamı manası, çile osmanlıca nasıl yazılır. Osmanlıca sözlükte çile hakkında bilgi. Arapça çile ne demek. Arapça osmanlıca sözlük. Farsçada çile anlamı

Lehce-i Osmani - Ahmed Vefik paşa - چله çile ne demek. osmanlıca yazılışı anlamı manası..

çile ~ چله güncel sözlüklerde anlamı:

çiLE ::: f. Eziyet. Sıkıntı. * İplik. * Yay kirişi. * Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün.

çile ::: nefsi ıslah için bir yere kapanıp ibadet etmek.

çiLE ::: Hak teâlâ, hepimizi her an kendinin esiri olmak şerefine kavuştursun. Hakîkî kurtuluş O'na esîr olmak, tutulmaktır. Ondan başka bir şey düşünmemek, hâtıra bir şey getirmemek, büyüklerimizin yolunda, pek kolay hâsıl olmaktadır. Hatta bu yolun büyüklerinden bir kaçı kırk gün çile çekmiş, kırk gün sonra, hâtırlarına dünyâ düşünceleri gelmez olmuştur. (İmâm-ı Rabbânî)

Behâiyye, ne güzel götürücüdür!
Yolcuları gizlice yerine götürür.
Sözlerin tadı sâliklerin kalbinden
Halvette çile çekmek fikrini süpürür

(Molla Câmi)

Ahrâriyye büyükleri, zamanlarında bulunmayan, halvet yâni yalnız başına kalmak, kırk gün bir yere kapanıp çile çıkarmak yerine, insanlar arasında, kalbini Allah ile bulundurmak seâdetine kavuşmuşlardır. (İmâm-ı Rabbânî)

Câhil sûfiler, zikre, fikre sarılıp, farzları ve sünnetleri yapmakta gevşek davranıyorlar. Kırk gün çile çekmeyi ve riyâzetler yapmayı beğeniyor, Cum'a namazına ve cemâate gitmiyorlar. Halbuki bir farz namazı cemâat ile kılmak onların binlerle, kırk günlük çilelerinden daha faydalıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

çiLE ::: Hak teâlâ, hepimizi her an kendinin esiri olmak şerefine kavuştursun. Hakîkî kurtuluş O'na esîr olmak, tutulmaktır. Ondan başka bir şey düşünmemek, hâtıra bir şey getirmemek, büyüklerimizin yolunda, pek kolay hâsıl olmaktadır. Hatta bu yolun büyüklerinden bir kaçı kırk gün çile çekmiş, kırk gün sonra, hâtırlarına dünyâ düşünceleri gelmez olmuştur. (İmâm-ı Rabbânî)

Behâiyye, ne güzel götürücüdür!
Yolcuları gizlice yerine götürür.
Sözlerin tadı sâliklerin kalbinden
Halvette çile çekmek fikrini süpürür

(Molla Câmi)

Ahrâriyye büyükleri, zamanlarında bulunmayan, halvet yâni yalnız başına kalmak, kırk gün bir yere kapanıp çile çıkarmak yerine, insanlar arasında, kalbini Allah ile bulundurmak seâdetine kavuşmuşlardır. (İmâm-ı Rabbânî)

Câhil sûfiler, zikre, fikre sarılıp, farzları ve sünnetleri yapmakta gevşek davranıyorlar. Kırk gün çile çekmeyi ve riyâzetler yapmayı beğeniyor, Cum'a namazına ve cemâate gitmiyorlar. Halbuki bir farz namazı cemâat ile kılmak onların binlerle, kırk günlük çilelerinden daha faydalıdır. (İmâm-ı Rabbânî)

Çile :::


  1. Zahmet, sıkıntı
    Örnek: Dargınlık insanların bütün ömrünü dolduran bir çile, bir ezadır. R. H. Karay

  2. Dervişlerin kırk gün süre ile kendilerine uyguladıkları zahmetli ve perhizli dönem.

  3. İpek, yün, pamuk vb. her türlü iplik demeti.

  4. Yay kirişi.

çile ::: sıkıntı , kırk günlük ibadet

çile ::: ‬kırk günlük ibadet

çile ::: sıkıntı

çile ::: azap

çile ::: iplik demeti

çile ::: bela, dert, gam, kelep, sıkıntı, zahmet

ÇİLE :::

f. Eziyet. Sıkıntı. * İplik. * Yay kirişi. * Tas: Dervişlerin kapalı bir yere çekilerek ibadetle geçirdikleri kırk gün